Hyaluronik asit insan vücudunda bulunan doğal maddelerden biridir ve özellikle cilt üzerinde çeşitli etkileri vardır. Bu madde ayrıca göz ve eklem sıvılarında da bulunur. ABD Gıda ve İlaç İdaresi, belirli durumlarda enjekte edilebilir hyaluronik asit kullanımını onayladı.
Hyaluronik asit (HA), uzun dallı zincirli karbonhidratlardan biri olan vücudunuzun bağ dokusunda doğal olarak bulunan bir glikozaminoglikandır.
Hyaluronik asit, cildinizin yapısının ana bileşenlerinden biridir. Cildinizi dolgun ve nemli tutan bu madde kendi ağırlığının 1000 katı kadar su molekülü tutabilir. Hyaluronik asit seviyesi yaşla birlikte azaldığı için cildin nem seviyesi yaşla birlikte azalır.
Cilt elastikiyetini artırarak kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur. Nem azlığı kırışıklıklara ve yaşlılık görüntüsüne sebep verebilir. Bu nedenle hyaluronik asit su tutma özelliğinden dolayı cildinizin canlı bir görünüme sahip olmasını ve cilt lekelerinin iyileşmesinin sağlamaktadır. Hyaluronik asit cilt nemini düzenler ve nem kaybına engel olur. Hyaluronik asit anti-aging özelliği sayesinde cildin yenilenmesini ve doku onarımı yapar.
Hyaluronik asit kırışıklıkların giderilmesi tedavisinde kullanılan bir üründür. Tamamen biyofermentasyon yoluyla laboratuar ortamlarında üretilmektedir.
Hayvanlardan elde edilmemektedir.
Hyaluronik asit tedavisine başlamak için belirli bir yaş yoktur. Ne zaman başlanacağı durumu kişinin cildine ve kendine bağlıdır.
Hyaluronik asit kullanımıyla beraber bazı hassas ciltlerde geçici sürede şişlikler, kızarıklık, morarma, enfeksiyon riski ve alerjik reaksiyonlar gibi yan etkileri görülebilmektedir.
Kişinin cildinin hassasiyetine göre bu yan etkiler değişiklik gösterebilmektedir. Fakat bu yan etkiler genellikle hafif ve geçici olmaktadır.
Cildinizin yaşlanması ile birlikte cilt dokusunda belirli bir oranda bozulmalar ve yıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
Yaş almanızla beraber vücuttaki kolajen seviyesi düşmektedir. Kolajen seviyesinin düşmesiyle birlikte alın, yanak ve göz çevresi gibi yerlerde kırışıklıklar ve sarkmalar ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca uzun yıllar boyunca cildimiz güneşe maruz kaldığından dolayı ciltte koyu renkli lekeler oluşmaya başlamaktadır.
Kolajen cildinizin görünümünü ve dokusunun gelişmesi için bir iğne ile deri altına enjekte edilen bir proteindir.
Kolajen, genç bir cilt görünümü için temel adımdır. Kolajen tedavisi ile sağlam, dolgun, elastik ve pürüzsüz bir cilt görünümü elde edebilirsiniz.
Vücuttaki kolajen üretimi gençlik döneminde en yüksek seviyesindedir ve yaş ilerledikçe üretimi azalmaya başlar. Sonuç olarak elinizde elastikiyetini kaybetmiş bir cilt kalır.
Bunun gibi yaşlılık belirtilerini azaltmak ve yok etmek için kolajen dolgu tedavisi en iyi yol olacaktır.
Kolajen dolgunun amacı; cilt kalitesini iyileştirmek, akne ve yara izlerini belirsizleştirmek, kırışıklıkları en aza indirmek, yaşlanma belirtilerine karşı önlem almak, cildin elastikiyetini geri kazandırmaktır.
Tedaviyi görmüş kişinin cilt hassasiyetine göre iğnelerin değdirildiği kısımlarda az şişlik, kızarıklık, kaşıntı veya yanma olabilir. Tüm bunlar geçicidir. 1-2 dakika arasında kendiliğinden kaybolacaktır.
Etkilerin uzun sürdüğü kişiler de vardır fakat bu süre 3-5 günü geçmemektedir.
Kolajen dolgu, uygulanması güvenilir doğal proteindir. Bilinen yan etkileri kolajene olan alerjilerdir. Bundan dolayı kolajen tedavisine başlamadan önce doktorunuza alerjinizin olup olmadığını belirtmeniz gerekmektedir ya da alerji testi yapılmalıdır.